top of page

BOŞANMA DAVALARINDA TEDBİR VE YOKSULLUK NAFAKASI



Nafaka boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan olan tarafın geçimini sağlayabilmesi için diğer taraftan mali gücü oranında isteyebileceği bir miktardır. Ancak, nafakaya hükmedilebilmesi için nafaka bağlanacak eşin diğer eşten daha ağır kusurlu bulunmaması gerekmektedir. Türk mevzuatı incelendiğinde nafakanın dört çeşit olarak düzenlendiği görülecektir; Tedbir nafakası, Yoksulluk nafakası, İştirak Nafakası ve Yardım nafakası.


1) TEDBİR NAFAKASI


Özellikle çekişmeli boşanma davalarında kesin hükmün verilmesi seneleri bulabildiğinden kanun koyucu boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan tarafı korumak amacıyla hükmün kesinleşmesinden önce nafaka hükmedilmesinin önünü açmıştır. Bu sayede ekonomik zorluğa düşecek tarafın bazı hakları da krounmuş olacaktır. Aynı zamanda tedbir nafakası boşanma davası açılmasından önceki süreçte de talep edilebilmektedir. Talep edilmese dahi hakim, gerekli gördüğü takdirde re'sen tedbir nafakasına hükmedebilmektedir. İlgili yasa hükmüne göre boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). Gerek boşanma gerek ayrılık davalarında hükmedilen tedbir nafakası dava tarihinden itibaren geçerli olmaktadır. Nafaka yükümlüsünün nafaka borcunu ödememesi durumunda icra takibi başlatılarak borcun tahsili sağlanabilmekte ve yükümlü tazyik hapsiyle karşı karşıya kalabilmektedir.


2) YOKSULLUK NAFAKASI


Yoksulluk nafakasını düzenleyen Medeni Kanunun 175/1 maddesinde;

Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir” denilmek suretiyle kusuru ağır olan eşin yoksulluk nafakası alamayacağı ve yoksulluk nafakasının, nafakayı ödeyecek kişinin mali gücü oranında belirleneceği belirtilmiştir. Yoksulluk nafakası, tedbir nafakasından farklı olarak talebe bağlıdır. Hâkim, talep olmaması halinde yoksulluk nafakasına kendiliğinden hükmedemeyecektir.


Yoksulluk nafakasının şartları incelendiğinde tedbir nafakasında olduğu gibi öncelikle talep edenin kusursuz ya da daha az kusurlu olması aranmaktadır. Dolayısıyla eşit kusur halinde de, yoksulluğa düşecek eş lehine yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir. Bunun yanında tedbir nafakasından farklı olarak kesinleşmiş bir boşanma kararının varlığı aranmaktadır. Şartların oluşmasının ardından bağlanan nafakanın ne kadar süre ile devam edeceği ise Türk Medeni Kanunu md. 175/1’de düzenlenmiştir. Buna göre, nafaka yükümlülüğünün gerektiğinde süresiz olarak devam edebileceği hüküm altına alınmıştır. Ancak her ne kadar kanunda "süresiz" ifadesi yer alsa da nafaka yükümlülüğü bazı durumlarda ortadan kalkar;

a) Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi,

b) Taraflardan birinin ölümü halinde olayın gerçekleştiği tarihten itibaren kendiliğinden;

c) Alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması,

d) Yoksulluğunun ortadan kalkması,

e) Haysiyetsizce hayat sürmesi hallerinde ise bağlanan nafakanın mahkeme kararı ile kalkacağı hüküm altına alınmıştır.


Nafaka yükümlülüğünü yerine getirmeyen eş hakkında ise icra takibi başlatılabilmektedir. Geçmişe yönelik birikmiş 10 yıllık nafaka miktarı ve gelecekte doğacak nafakalar, faizi ile birlikte talep edilebilmektedir. Borçlunun ödeme yapmamaya devam etmesi halinde 3 aylık zamanaşımı içerisinde yetkili ve görevli mahkemeye başvurularak kişinin 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılabilmesi mümkündür. Ayrıca tazyik hapsi cezası Ceza Muhakemeleri Kanununun 2. maddesinde belirtilen “disiplin hapis cezası” kavramı içinde yer almaktadır. Bu nedenle yargılama sonucunda verilecek olan tazyik hapsinin; seçenek yaptırımlara çevrilmesine, ön ödeme uygulanmasına, tekerrüre esas olmasına, şartlı salıverilme hükümleri uygulanmasına, cezanın ertelenmesine, HAGB verilmesine imkan bulunmamaktadır. Ayrıca tazyik hapsinin uygulanmaya başlamasından sonra nafaka borçlusu borcunu öderse tahliye edilmektedir. Bu nedenle kanunda öngörülen tazyik hapsi uygulaması nafaka borcununun ödenmesi yönünden oldukça ikna edici bir yöntemdir.


Nafaka alacaklarınız ya da Aile Hukukuna dair merak ettiğiniz ve sormak istediğiniz hususlarda detaylı bilgi için büromuzla iletişime geçebilirsiniz.

 
 
 

Comments


bottom of page